Webmaster Geschrieben 1. September Teilen Geschrieben 1. September (23.05.2012) Avrupa’nın Görmezden Geldiği Büyük Yara: Çocuk İstismarı Geçen hafta polislere, güvenlik görevlilerine, istihbarat elemanlarına seminer verirken teneffüste Hollanda’da görev alan bir Europol çalışanı yanıma geldi ve dedi ki: “Almanya’da ciddi bir terör saldırısı olma ihtimali çok düşük, yine de Almanya bu tür konulara milyonlarca para harcıyor. Halbuki Almanya’da felaket derecesinde yaygın olan çocuk istismarına karşı hiçbir şey yapmıyor. Hatta biz Europol olarak Almanya’dan bu konu hakkında bilgi istediğimiz zaman hiçbir bilgi paylaşımı alamıyoruz.” Bu sözler, Avrupa’daki öncelikler sıralamasının ne kadar çarpık olduğunu acı bir şekilde ortaya koyuyor. Birkaç ihtimal üzerinden (haklı olarak) milyonlarca euro harcayan bir devlet, toplumun geleceğini kökünden zehirleyen bir felakete karşı sessiz kalıyor. Kilise Skandalları: Sistematik Bir Gizleme Mekanizması Almanya’da ve genel olarak Avrupa’da çocuk istismarı en fazla kiliselerde ortaya çıkıyor. Katolik kiliselerinde görev yapan papazların evlenmemesi, yani bekârlık yemini etmesi, insanın yaratılışına aykırı bir yaşam tarzı oluşturuyor. İnsanın fıtratında bulunan cinsel dürtü ve aile kurma ihtiyacı, bu şekilde bastırıldığında, çoğu zaman sapkın yollarla dışa vuruyor. Yüzyıllar boyunca kiliseler bu gerçeği gizledi. Suç işleyen papazlar yargılanmak yerine farklı şehirlere, farklı kiliselere gönderildi. Böylece suç hem örtbas edildi hem de başka çocukların mağdur edilmesine zemin hazırlandı. Fıtrata Aykırı Hayatın Psikolojik Sonuçları İslam, insanın fıtratına uygun bir din olarak aile kurumunu teşvik eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mealen evlenmeyi imanın yarısı olarak nitelemiş, evliliği hem bireysel hem de toplumsal bir korunma vesilesi kılmıştır. Papazların zorunlu bekârlık yemini, bu ilahî hikmete tamamen zıttır. Psikolojik açıdan bakıldığında, bastırılan cinsel dürtüler, özellikle kapalı ve sorgulanmayan kurumlarda, bilinçdışı sapkın davranışlara dönüşebilir. Bu, sadece bireysel bir meselesi değil; kurumsal bir ihmaldir. Sosyolojik Boyut: Sessizlik Kültürü ve Güç İlişkileri Kilise, yüzyıllar boyunca Avrupa toplumunun merkezî bir gücü oldu. Bu güç, sorgulanmazlık kültürünü doğurdu. Çocuk istismarına dair iddialar, mağdurların korkutulması ve ailelerin susturulması ile bastırıldı. Sosyolojik olarak bakıldığında bu, sadece bir suç değil, bir sistemdir. Güçlü olan kurum, zayıf olanı susturur, kutsal kisvesi altında işlenen suçlar “dinin korunması” bahanesiyle halının altına süpürülür. Son Yıllarda Gelen Raporlar: Buzdağının Ucu Toplumun ve medyanın artan baskısı, son yıllarda bazı raporların yayınlanmasını sağladı. Kilisenin kendi hazırladığı bu raporlar bile, gerçeğin ne kadar dehşet verici olduğunu gösteriyor. Yüzlerce, hatta binlerce çocuğun hayatı karartılmış, olaylar sadece münferit değil, zincirleme ve sistematik olarak gerçekleşmiş. Bu raporlar, örtbas edilen olayların aslında sanılandan çok daha fazla olduğunu ve hâlâ tam manasıyla gün yüzüne çıkarılmadığını kanıtladı. İslam’ın Çözümü: Aile Kurumunun Korunması İslam’a göre aile, toplumun temel taşıdır. Nikâh, insanın hem ruhsal hem de bedensel ihtiyaçlarını helal dairede karşılayan bir rahmet kapısıdır. Papazların evlenmemesi, sadece onların değil, toplumun da felaketine yol açıyor. Evlenmeyen, aile kurmayan bir din adamının, özellikle gençlerle ve çocuklarla sürekli yakın temas hâlinde olması, tehlikeli bir zemin hazırlıyor. İslam, böyle bir dayatmayı asla kabul etmez, bilakis evliliği teşvik eder ve bununla toplumu korur. Avrupa’nın Çifte Standardı Terör tehdidine karşı milyonlarca euro ayıran Avrupa, kendi içindeki asıl tehdide göz yumuyor. Çocuk istismarı, bir toplumun geleceğini karartan en büyük terördür. Bu suçları işleyenler sadece çocuklara değil, gelecek nesillere de zarar veriyor. Bugün travma yaşayan bir çocuk, yarının sağlıksız bireyine dönüşüyor. Cemil Şahinöz Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.